2014 İSTANBUL YARI MARATONU
Koşmak bende bir ihtiyaç halini alarak ortaya çıktı. Öğrenciydim ve eksik olan birşeyler vardı. Vücudum beni adeta bazı konularda uyarıyordu fakat ne olduğunu anlayamıyordum. Sonra koşmaya başladım. Önce turları sayarken zaman geçtikçe km lere odaklandım. Sonra bir anda yarı maraton koşmaya karar verdim. Hazır değildim. Hazırlık nedir nasıl yapılır bundan da haberim yoktu. Sadece 21 km koşmam gerektiğini biliyordum ve bu beni kimi zaman korkutuyordu. Bitirmek en temel hedefim olacaktı. Nedense kendime olan saçma bir güvenim vardı. Zihinsel olarak yeterince hazırlanırsam, hiç durmazsam elbet bitirebileceğimi tahmin ediyordum.
Antremanlarımı nabız saati ile nabzımı ölçme esasına dayalı yapıyordum. Kendimce belirlediğim nabız bölgesinde sakin ve istikrarlı gittiğimi bilerek, o bölgelerde kalarak nabzımı çok yükseltmeden koşmaya alışmıştım. Pace gibi konuları çok kafama takmıyordum. Antremanlarım asfalt zeminde ve tartan zeminde yapıyordum. Dayanıklılığımı arttıracağını düşünerek uzun koşular ile koşmaya biraz daha yoğunlaşmıştım. Ayakkabı olarak Adidas Response Cushing 22 sini kullanıyordum. Bu süreçte yeterli görmüştüm ve bir eksikliğini henüz hissetmemiştim. Eksiklerim ise antremanlarımı beslenmeden yapmaktı, su içmeden, bir şey yememek... İnsan bazı şeyleri tecrübe ederek çok iyi öğreniyor. Ben de yarışta bunu görecektim.
Yarış öncesi toy halim(soldaki) ve arkadaşım Alper(sağdaki) |
2014 Yarı Maraton Parkuru |
Dönüş sonrası işler yolunda gitmemeye başlamıştı. Vücudumda birşeylerin bittiğini hissetmeye başladım. Eminönü ne kadar bir şekilde ulaştığımı hatırlıyorum fakat belirgin olarak km lerin geçişinin yavaşladığını hatırlıyorum. Eminönü civarı çevrenin kalabalıklaşması biraz da olsa dikkatimi dağıtmıştı ve biraz daha ilerlememe olanak verdi. Birşey yememe ve içmeme kararım beni kötü etkileyebileceği, yarışta ilk defa denemenin kötü olabileceği düşüncesinden dolayıydı. Bu sebepten enerji içecekleri, su, elma, muz gibi birçok şeyi imrenerek pas geçtim. 20.km den sonra enerji bakımından bitik haldeydim. Hızım düşmüştü. Nabzım çabalasam da yükselmiyordu. Finish i görene kadar devam etmeyi sonra da bütün gücümle depar atmayı düşündüm. En azından güçlü bitirmeliydim. Son metrelerde o enerjiyi nereden çıkardım bilmiyorum ama bütün gücümle koştum. 01:49:54 ile ilk yarı maratonumu bitirmiştim, tükenmiş ama başarmıştım.
Yarış boyunca kötü anlarda lanet ederek bitirdiğim yarış sonrası ilk planlarım gelecek yıl ne yapmalı oldu. Beslenme ve hidrasyon, antreman yoğunluğu belli başlı konulardı kafamda dönüp duran. İçimde başarmış olmanın sevinci ve gururu vardı. Tarif edemediğim bir diğer şey ise devam etmem gerektiği daha da uzağa gidebileceğim hissiydi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder