25 Eylül 2015 Cuma

 

 2014 NİKE RUNİSTANBUL


Yarı maraton koştuktan sonra bazı eksikliklerin farkına varmıştım. Bunlar üzerine yoğunlaşmış biraz daha bilinçli antreman yapmaya başlamıştım. Daha uzun daha güçlü koşmak için yazılar okuyup forumlar takip etmeye başlamıştım. Özellikle koşugazetesi nin forumu ve ritm.worldpress blog u bana bu süreçte çok yardımcı oldu. Yaz döneminde yine ani bir kararla maratona kaydoldum. Zihinsel ve fiziksel anlamda endişe dolu bir döneme girmiş oldum. Nike Runİstanbul koşusu bu kaygılarla ugraşırken dikkatimi dağıtacak kısa mesafeli bir etkinlik olacaktı benim için.

7km lik Caddebostan sahilinde kurulan parkurda yapılacaktı yarış. Yakan için koş sloganı ile her yıl iki yakanın koşucularını koşturup sonuçların ortalamasına göre kazanan yakayı belirleyen bir etkinlikti ve ben ilk defa katılıyordum. Mesafe olarak kısaydı ve yüksek tempolu bir yarış olacaktı. Yarış kiti için gittiğinizde kategoriniz belirleniyordu bu ne zaman çıkış yapacağınız açısından önemliydi. Ben ilk yarışım olması sebebi ile ortalama bir bitirme süresi söylemiş ve B kategorisine yerleştirilmiştim. 

2014 Runİstanbul parkuru
Maraton koşacak olma düşüncesi hiçbir bahaneyi kabul ettirmiyordu. Bu yarışta elimden geleni yapmalıydım. 28 Eylül günü etkinlik alanına ulaşıp çantamı teslim ettim ve arkadaşlarımla starta ulaştım. Kalabalık bir etkinlikti ve A kategorisi olarak çıkış yapmamanın pişmanlığını yaşadım. Sıralama çip esasına göre yapıldığı için herkes yarışa startı geçtiği anda başlıyordu. Bu güzel bir uygulamaydı fakat asıl sorun B grubu start aldığında önümdeki kalabalık oldu. İnsanları geçebilmek için yaklaşık 10 dk boyunca zigzaglar çizerek koşmak zorunda kaldım. Tempom birçok antreman tempomun çok üzerindeydi. Nabzımı kontrol etmemeye karar verdim vücudumu dinleyerek koşmaya devam ettim. Bir yandan da müzik dinliyor onun etkisi ile kimi zaman ataklar yapıyordum. Akşam saatleri olmasına rağmen destek güzeldi. Işıklandırma güzel yerleştirilmişti ve keyif alıyordum. Su istasyonu sayısı zaten az olduğundan çok gerekirse içerim diye düşünerek sadece son istasyonda bir yudum aldım. Yarışın yarısı geride kaldığında kalabalıktan pek eser kalmamıştı ve yüksek tempo ile ilerleyenler grubunda gidiyordum.


 Son km lere yaklaştığımda yine son metrelerde var gücümle hızlanıp güçlü bitirmeye odaklandım. Bunu antremanlarımda da uygular olmuştum. Bu kez mesafenin kısa olması enerji depolarımı bitirmemişti fakat yüksek temponun sonucu olarak anaerobik seviyemde dolaştığımı hissediyordum. Tabii ki hissettiğim laktik asitten başkası değildi. 


Son metrelerde hızlanmam ile benimle birlikte başkaları da hızlandı. Minik bir rekabet eşliğinde son sürat ilerliyorduk. Fotoğraflarda sonradan da gördüğüm üzere vücudum bariz yüksek tempo ile çalışıyordu. Finishi geçtiğimde saatim 00:30:07 yi gösteriyordu. Daha sonra öğrendiğim resmi sonuç ise 00:29:38 idi. Hedefim 27 dk yı görebilmekti ancak B grubu olarak başlayıp kalabalık içinde zigzaglar çizmek vakit kaybetmiştirdi.

Organizasyon iyiydi. Fakat yarış sonrası eşyalara ulaşabilmek için uzun kuyruklar, serin havada insanları sinirlendirmişti. Bu konunun daha hızlı gerçekleşmesi yarış sonrası için önemli bir konu. 2015 yılında etkinlik, Avrupa nın kazanması dolayısı ile Karaköy de yapılacak. Bu kez 10 km koşulacak. Kaydımı yaptırdım ve geçmişten aldığım ders ile bu kez A kategorisi ile çıkış yapacağım. Son duyurulan tarihe göre yarış 8 Kasım da düzenlenecek.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder