İZNİK GÖLÜ TURU
27 Haziran 2015 günü uzun zamandır aklımda olan fakat fırsatını bulamadığım İznik Gölü etrafında bisiklet turunu tamamladım. Evet, bu kez bisiklet. Aslında bisiklet, koşuyla ciddi anlamda ilgilenmeden önceki en temel aktivitemdi. Bisikletimi daha sonraları ancak Bursa ya döndüğümde kullanır olmuştum. Sık olmasa da düzenli turlar yapardım. Tatil dönemleri bu yoğunlaşır ve bu şekilde devam ederdi. Türkiye şartlarında ne kadar kötü bir trafik ahlakı olduğunu bisiklet sayesinde öğrendim. Öğrendikçe ıssız patikalara doğru pedalladım. İznik Gölü turu bu sebepten, tehlikeli bir tur olarak görüldü çevrem ve özellikle ailem tarafından. Kendi adıma da birileri ile gezmek, birlikte ilerlemek her zaman daha keyifli olduğundan erteledim. Bu kadar ertelemeden sonra eniştemin de bisiklet alıp bana katılmasının etkisi, bir yandan da yeni bir rota olması açısından, 2 bisikletli tura çıkmaya karar verdik.
İznik Gölü Turu rota |
Rotanın eğim durumu |
Rotamız ciddi eğim içermiyordu. Benim evden çıkıp Orhangazi ye inip geri dönüşüm harici sadece iki eğim vardı. Gidiş yolumuzda Boyalıca öncesi ve dönüş yolunda Narlıca köyü öncesi.
Gereken hazırlıkları yapıp yola çıktığımızda bulutlu bir hava vardı. Zaman zaman güneşlenen, zaman zaman bulutlanan. Gidiş rotasında yol genişti. Yüklü kamyonlarda bu yolu kullandığından dikkatle en sağdan ilerliyorduk. Eğim grafiğinden de görüleceği üzere uzun süre düz yolda ilerledik. Göl boyunca köylerin yalnızca giriş tabelalarını görerek geçiyorduk. 30.km ler civarı ilk eğimimiz ile karşılaştık. Bu eğim sonrası Boyalıca köyü ile karşılaşacaktık. Güneşin etkisini gösterdiği anlarda yokuşu bitirip eniştemi beklerken ufak bir su molasının zamanı geldiğine karar verdim.
Yokuş sonrası tersten çektiğim fotoğraf, 30.kmler civarı |
Bisiklette en sevilmeyen konulardan biri eğimler, yokuşlardır. Benimse aksine en hoşuma giden tarafıdır. Farkı ortaya koyan esasında yokuşlardır. Ne derece dik durabildiğiniz ve sürdürebildiğinizi görür, kendinizi sınarsınız. Bazen hiç bitmek bilmezler, bazen ise bizi sinsice bezdirirler. Yokuşların tek sevilen tarafı tabii ki iniş kısmıdır ! Biz de su molasının ardından inişi şen şakrak yaparak İznik yönüne doğru hızlandık. Çakırca köyünü de geride bıraktığımızda şehre ulaşmamıza son kmlerdi. Uzun ve düz yollarda pedal basmak zaman zaman sıkıcı ve tek düze hale gelebiliyordu. Ben her zamanki sabırsız düşüncelerim ile tıpkı koşulardaki gibi km leri saymaya başlamıştım bile. İzniğe ulaştığımızda yemek yemeye başlamadan önce ilk yaptığımız şey, sahilinde biraz ilerleyip kendimizi çimenlere atmak oldu.
Gidiş kısmı bitmişti. İznik en son katıldığım 10km Halk koşusundan beri hiç değişmemiş, tadilat ve inşaat halini südürüyordu. Şehrin içinde turlarken koştuğum anlar zihnimde canlandı. Bir daha acaba ne zaman buraya yolum düşecek diye aklımdan geçirdim. Yemeğin ardından biraz daha turladık. Bu turlamalar biraz süremizi uzatıyordu ama zamana karşı yarışma gibi bir gayemiz yoktu.
İznik Surları |
Narlıca öncesi ilginç yerşekilleri |
Şifalı olduğunu iddia eden çeşmelerden biri |
Orhangazi ye yaklaştığımızda tempomuzu hala koruyorduk, üzerimde bir yorgunluk vardı fakat bir yandan da minik bir gurur vardı. Gölün çevresini turlamıştık. Benim eniştemi bıraktıktan sonra gidecek 8 kmlik eğimli bir yolum olsa da düşünmemeye çalıştım. Kendimce iyi bir iş başardığımızı düşünüyordum. Eniştem ile Orhangazi de vedalaştık ve ben yolumun kalan kısmına devam ettim. 100km üzerinde yol yapmıştım, eğimli kısımlarda duygusal anlar beni bekliyordu. Bacaklarım yorgunluk belirtileri gösteriyordu fakat pedallamaya engel değildi. Keyfini çıkarmaya çalışarak yola devam ettim. 7-8 km sonra son yokuşu da tamamladığımda geriye doğru bakarak bir fotoğraf çekmeyi ihmal etmedim.
Tur tamamlanmış, uzaklarda İznik Gölü |
Eve ulaştığımda saatim 111.47 km yol yaptığımızı gösteriyordu. Molalar, yemek yeme ve diğer herşeyle beraber yaklaşık 6 saat sürmüştü. Bisiklet üzerinde ise yaklaşık 4 saat zaman geçirmiştik. Birçok açıdan güzel bir tur olmuştu. Böylece İznik turu planlarımı gerçekleştirmiştim. Yolun özellikle dönüş kısmı görsel açıdan zengindi. Gidiş kısmı ise geniş olmasına rağmen, araçlardan dolayı dikkat gerektiren bir kısımdı. Uzun soluklu, az eğimli bir tur geride kalmıştı.